30 Temmuz 2008 Çarşamba

GİTTİM



Dünya ıslak bir yorgandı
Ben bir türlü ısınamadım
Gün oldu yandım
ama ısınmadım
ısınamadım………
Gittim;
Çünkü siz insanlar beni
anlamadınız…


Gecelere vurup alnımı
ağladım şafağa kadar da
kimse bilmedi.
Bilmediler kahkahalarımda çırpınan
kırgınlıkları
yüreğimin darağacında can vermiş
nice umutları
heybemde birikmiş acıları………
gülen yüzüme aldandı herkes
yüreğimin çığlıklarını duyan olmadı…….

Günlerden bir gün,
öbür yarımı buldum.
Ben tamamlandım
yüreğim tamdı artık.
Ama yetmedi…….

Yüreğimde insan biriktirmekten
Geceleri yıldız kovalamaktan
Palandökene sevdalanmaktan kurtulamadım…….
Gittim;
Çünkü siz insanlar beni
anlamadınız…

Anlamadınız yüreğimde akan ırmakları
Anlamadınız ekmeğim ya da suyum olmasa da
Şiirin bir insanı ayakta tutacağını
Bilmediniz ninnisiz büyüyen çocukların
Çağın aykırısı olacakalarını……..

Ben söylemedim,
Siz sormadınız….

Gözlerimde hüzün gölgeleri
gezdirdim diyar diyar
Bir can dostta buldum karşılığını
Can dostum,
Gülen ayvam ağlayan narım
Bilirim beni bir tek sen anlarsın

Gecenin hüznünü,burukluğunu
Bir yüreğin tutukluluğunu
Tek bir sözle nasıl vurulduğunu
Bir sen bir de ben bilirim can……..
“Sevmek belasına sığınıp soruyorsun
Nerdesin”

Ben buradayım can
Ya sen nerdesin?
Yıldızları biriktirdim her gece de
Sana yeni bir güneş yapamadım…..

Gittim;
Çünkü siz insanlar beni
anlamadınız…

Anka kuşuydum dorukların sevdalısı
Düze indim vuruldum.
Hoyratça kanat vurdum göklere
Kaf dağına döndüm.
Yaralarımı kendi ellerimle sardım.
Baharlara kan sızdı yaralarımdan,
Bahar kapınıza dayandı da
Görmediniz kanımı
Bilmediniz
canımın yanmışlığını
canımın yanmışlığını………
Siz sormadınız,
Ben söylemedim…..

Hayatın anlamı olmalıydı
Akan suyun yatağı
İnsanı insan yapan yüreği olmalıydı
Yüreğiyle konuşmalıydı insan
Vicdanıyla hesaplaşmalı..
Dünya dediğimiz de neydi
Yalandı
En hesapsız yalandı….
Sessiz ve sinsi girdi yüreğime
Sevmekle sevmemek arası
Bir adım yoldu……..

Gittim;
Çünkü siz insanlar beni
anlamadınız…

Bozkır güneşi altında eriyen umutlarımın
Karlar altında kalandan farkının olmadığını
Zemherinin güneş kadar derinden yaktığını
Bir çift ela göz uğruna şehirleri yaktığımı
Ne yeşil gözlü Bursa
Ne nazlı gelin Erzurum
Ne saçlarıma yıldızlar takan Kütahya
Ne de tanımsız Konya
Kurtulamadı yüreğimin ateşinden
Alevleri gördünüz
Lakin sormadınız
Anlamadınız…………

Gittim;
Çünkü siz insanlar beni
anlamadınız…

Güldünüz geçtiniz
Siz sıradaydınız,
Ben sıranın dışında
Siz trendeydiniz
Ben garda el sallıyordum
Tren çığlıklarının ne çok acı taşıdığını
bir ben biliyordum.
Yokuşları tırmanırken
Siz uyuyordunuz
Ben se trenin yorgunluğunu
duyuyordum damarlarımda
Yorgundum ölesiye yorgun
Ben söylemedim
Siz sormadınız…
Ölümümü bile şaka sandınız
Anlamadınız……

GÜNAY ALATLI

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Gülse de yüzün, yüreğin ağlardı.. Ne zaman baksam gözlerine ince bir hüzün yağardı.. Tüm zamanların fırtınası - borası sende biter, sende başlardı.. Her kahkahanda kırgınlıkların çırpınır, hüzünlerin çağlardı. Ya şarap rengi şafaklara vurgundun, ya da katran karası geceye. Aslında yanılırdın, hem çok defâ. Sanırdın ki bütün bunları kimseler görmez, bilmez, yüreğinin feryadını kimsecikler işitmez.. Ama yanılırdın, hem çok fena. Gittin evet.. İllâ ki gidecektin.. Hangi şehirde olsan günün kurşun gibi ineceğini, ne yapsan yüreğine "gri çırpınışlar" dolacağını, bozkır güneşinin zemheri güneşinden farkı olmadığını, yüreğine vurduğun heybenin nelerle dolabileceğini görmeliydin. Peşinden ağlayan, yalvaran - yakaran olsa da biliyordum nâfile.. Gidecektin.. Ve ben kurşunî renkleri hiç sevmeyecektim. Adım gibi biliyordum; gidecektin.. Sebebini bir senin bildiğin yanılgısıyla deste deste güller derecek, ama illâ ki gidecektin.

Ol sebepten şimdi, sırf birilerinin seni anlaması için yaşıyormuş gibi yapmayı bırak ve ister olduğun gibi görün, ister göründüğün gibi ol, farketmez; yeter ki bana hakîkatini ver! Çünkü; yıllardır neyi beklediğimi ben de artık bilmek istiyorum!

Adsız dedi ki...

Seni tanıyan herkes suçlanacak şimdi...serzenişlerinden nasibini kimler aldı acaba?
Bu şiirde beni en çok etkileyen mısraları paylaşmak istiyorum ;
...................
Bilmediniz ninnisiz büyüyen çocukların,
Çağın aykırısı olacaklarını...
.....................
şiirin özü burda saklı sanki?..

sevgiyle kal...
çubukçu

Mona Rosa dedi ki...

Sevgili Gürelli,
Hayatta bazen bazı kararları alırken insan öncesini ve sonrasını göremiyor işte.Evet haklısın gidecektim.Ödenmemiş borçların yaftası vardı boynumda.Kendi ıssızımda bir bedel ödemeye,heybemde yeniden sevgiler biriktirmeye gidecektim.
Kurşuni renkleri ve mor hicranları ben de sevemedim yıllarca.İçimi yaktı.Gittim ama illa ki sana dönecektim.Bir gün bütün yolların sonunda yine sen olduğunu bile göre gittim.
Amam döndüm işte varılmaz yollardan.Hakikatimi verebildim mi bilmem ama kanatlanarak koşarak geldim sana.Beklediğine değdi mi bilmem ama yüreğimi koydum avuçlarına...

Mona Rosa dedi ki...

Sevgili Çubukçu,
Beni tanıyan herkesin hayatıma belli ölçüde etkisi kaçınılmaz.Şikayetlerimde çoktan hedefini buldu.Merak etme listede sen yoksun..
Sanırım en temel şikayet de bu olsa gerek.Ninnisiz büyümek.Anneler ninni söylemeden çocuklar büyeyemiyor aslında.Büyüse de benim gibi hep bir tarafları eksik kalıyor ne dersin?

Sevgilerimle...

asude dedi ki...

Artık yaşlandığımı iyiden iyiye hissettiğim şu sakin günlerimde birşeyin daha farkına vardım ki.Hayatımızdaki her türlü soru işareti,geçmişte bizimde eksik bıraktığımız,ama yapmış olmamız gerekenlerle ilgili.Bunu farkettiğimde de şunu dedim ''Ya Baki,Entel Baki''.O(c.c.) yar'sa herşey yar...O(c.c.)'nu bulamamışsak;aslında hiçbirşey bulamadığımız gibi,bulsak da başımıza bela buluyoruz...

asude dedi ki...

Yaşlandığımı iyice hissettiğim şu günlerde birşeyi daha iyi farkettim ki:Hayatımız da bugünlerde soru işareti olarak kalanlar geçmişte eksik bıraktımız yapmamız gerekenler…Ve hiçbirşey bu dünyaya sığmıyor.Bunu farkettiğim de dedim ki'' Ya Baki Entel Baki''.Evet O'nu (c.c.) bulan herşeyi buluyor.Ve O (c.c.) yar ise herşey yar.Ama O'nu (c.c.)bulmayan,tanımayan,itaat etmeyen ise hiçbirşey bulmadığı gibi bulsa da başına bela buluyor…