Soğuktu.Yağmur yağıyordu ipil ipil.Yüreğime not düşmekteydi damlalar.O yüzden unutmadım belki de ne zaman gittiğini ne vakit terk edildiğimi hiç.Aralıktı..Yağmur yağıyordu.Damlalar kezzap misali dokunuyordu yanağıma.Yanıyordum inceden inceden.Oysa zemheri kol geziyordu sokakta.Duymuyordum.Üşümüyordum ..Bir yangın yeri olan yüreğim alev almıştı bir kere.Umutlar başka bir bahara ,sevda yarınlara kalmıştı yine.
Bir manzara çakılmıştı beynimde.Olduğum yerde mıhlanmış sadece gidişini seyrediyordum.Elim böğrümde ,söyleyemediklerim boğazımda bir kördüğüm gibi kalmıştı.Ardından bakarken geriye dönüp bakmanı dilemiştim.Baktın da…Bakarsan gidemeyecektin biliyordum.Şimdi düşünüyorum da insan bazen ne isteyeceğini hakikaten bilemiyor.Dileğim gerçek oldu.Gerçekten hayatımdan bir türlü gidemedin.Ben de bir türlü yan yöre çizemedim sen hep bir yerde var oldukça.İçimde umuda dair olan fısıltıları bastıramadım kendi sesimle haykırarak.Susturamadım.Ama yıllarca sustum nedense.Olmamış gibi yaptım.Yok saydım terk edilmeyi…
Oysa şimdilerde içim coşuyor.Bir deli ırmak oldu içimde birikmişim.Aktıkça köpürdükçe içim taşıyor.Boğuluyorum…Dilim çözüldü sanki içimi dökmek kurtulmak istedikçe sen hala kaçıyorsun.Anlamıyorsun ya da anlamak istemiyorsun hayatımı nasıl bir enkaza çevirdiğini.Önceleri sanıyordum ki hesap yıllarla ve kendimle.Ama artık biliyorum hesap seninle.Geçmişe dair hesapların bir bir kapandığı bir dönem benim ki.Açık kalan bitmemiş hesaplar istemiyorum hayatımda.
Şimdi bugünkü aklımla diyorum ki,gerçekten gitmeyi becerebilseydin.Ve ben de şu an gidişine ağıtlar yakılabilseydim.Hani bir türkü de ;
“Al hançeri vur ben öleyim.” diyor ya ,ben de diyorum ki
“Al neşteri vur ben yaşayayım.”
Yani demem o ki bu yara yıllarca yaşatmadı beni.Bu yüzden artık gerçekten git ki ben yaşayayım….
4 yorum:
Sahiden de müddet-i ömürlerimiz içerisinde öyle bir dönem var ki, açık kalan bitmemiş hesaplar istemiyor insan hayatında. Bunun Rusya'ya gidememekle ilgisi olabilir mi diye düşündüm, yazını okurken.
Hükümsüzleştirilmişlik ile uzlaşmanın pek çok yolu olmalı. İnsan murâdını terketmek zorunda değil! Amma velâkin muradının hem "Gogol" kadar ölü ve hem de onun listesindeki "Ölü Canlar" kadar diri olduğunu gerçekten bilecek.. GERÇEKTEN... Hem ölü ; hem diri!
Güloya'nın neşter operasyonu Alatlı'nın Rusyası idi; benimki Meriç'in Hint'i ; seninki de İpek Yolu.. MU acaba? Böyle ardışık yazınca tuhaf geliyor. Sanki de asya hükümdarlarının saraylarında doğduk. Yoksa nice istilâların yok edemediği kâdim enkazlarda ne işimiz olabilir bizim? :)
Sevgili gece perisi,
Sanırım açık kalan hesaplar bize göre değil.Hayatını kesin çizgilerle belirlemiş,imkansızı yok saymış insanlarız.
Amma velakin illa ki Rusya'ya da gidilmeli diyorum.Bilirsin ki benim hayat çizgim Güloya dan çok Rodopluyla kesişti hep.Palandöken rüyamız bile ortaktı Rodopluyla.
Şimdilerde yaraya bir neşter gerekiyorsa neden çınlayan sedirlerin altında olmasın o operasyon dedirtiyor insana.
Avrupa kanımız da Asya ruhunun devinimleri belkide bizi çılgınca yollara düşüren.Ruhlarımızın izi Rusya'da,Hint'te,İpek Yolu'nda ya da bilmediğimiz kadim bir enkazda olabilir.Aramaya değmez mi?
Ara, bul istediğini, nerede olursa olsun.
Neşterin vurulsun, yaşa...
Güzel bir paylaşım olmuş, sevgiler.
Sevgili Tuana,
Teşekkür ederim..
sevgiyle kalın.....
Yorum Gönder